Ana içeriğe atla

Bu yaz harika görünmek ...

      Tatilin,güneşin tadını doyasıya çıkarmanız ve güzelliğinizi yaz boyu korumanız için yapılması gerekenleri araştırdım ve sizlerle de paylaşmak istiyorum.  

      Saat kaçta güneşe çıkmalıyım ve kaç saat kalmalıyım?
Akşam saat 17.00 'dan sonra yarım saat guneşlenmek yeterlidir.Güneşten yararlanmak diye birşey söz konusu değildir.Tatil kavramı genelde yüzmek ve güneşlenmek şeklinde algılandığı için böyle düşünülür.Güneş psikolojik olarak rahatlama sağlar fakat zararlarını da göz ardı etmemek gerekir.

      Bronzlaşmak tehlikeli mi?
Bronzlaşmak,güneşlenmek insanı güzel ve sağlıklı gösterirken, kişinin  kendisini daha iyi hissetmesini sağlıyor.Ancak her bronzlaşma ciltte bir hasar yaratıyor.Bronzlaştığınızda cildinizin hasar göreceğini de kabul etmişsiniz demektir.Ancak bunu en aza indirmek için hem UVAhem de UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan koruyucu ürünler kullanmak gerekiyor.

      Gölgede bronzlaşmak mümkün mü?
Elbette mümkün Çünkü UV ışınları şemsiye veya ağaç gölgesinde bile etkisini %50 gibi yüksek bir oranda cilde yansıtıyor.Uzmanlar sağlıklı bir bronzlaşmanın mümkün olmadığını vurguluyorlar. Ama siz güneşten ve bronz bir tenden vazgeçemiyorsanız,güneşin zararlı etkilerinden bir nebze de olsa uzaklaşmak için gölgede güneşlenin.Böylece cildinizi direkt güneş ışığından koruyarak cildinizde oluşacak derin yanıkları ve kızarıklıkları önliyebilirsiniz.

     Güneş yanıklarını nasıl hafifletebilirim?
Güneşin ciltte oluşturduğu kızarıklık ve acıyı hafifletmek,cildi serinletmek için aloe-vera içeren ürünler kullanın.Bunun yanında cilde ferahlık veren ve yatıştıran termal su spreylerinden faydalanın.Bu ürünler cildi yatıştırarak tahrişleri azaltmanıza yardımcı olucaktır.İleri seviyedeki yanıklar için mutlaka bir doktora görünün.

    Yalnız tatilde mi koruyucu sürmek gerekir?
Tabi ki hayır.Günlük hayattta da güneş koruyucu ürünler kullanılmasında yarar var.Özellikle yüz ve kollar açıkta olduğu için bu bölgelerde erken yaşlanmayla birlikte lekeler görülebilir.Uzun süre araba kullanıyor veya cam kenarında oturuyorsanız da koruyucu kullanmalısınız.Ayrıca sadece yaz aylarında değil kış ayların da da koruyucu kullanmak gerekir.koruyucularımız nemlendiricilerimizde bulunabilir.

   Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için koruyucumu ne sıklıkla sürmeliyim?
Güneşten korunmak için cildinize uygun güneş koruyucusunu doğru zamanda ve doğru sıklıkta kullanmanız gerekir.Güneş koruyucuları en az 30 faktör olamlıdır.Yağlı ciltler için jel kıvamındaki ürünler,kuru ciltler için de krem bazlı ürünler tercih edilmelidir.Ürünler güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli,15 dakika sonra tekrarlanmalıdır.Güneş koruyucular deri çizgilerini tamamen örtecek şekilde sürülmelidir.Gölgede otururken bile koruyucu sürülmelidir.Güneş koruyucular suyl temes etmediği sürece veya terlenmediği sürece 4 saat arayla tekrarlanmalıdır.

    Saçlarımı güneşten nasıl korurum?
Güneş cilt kadar saçlara da zarar veriyor.Bunun için mutlaka şapka,bandana ya da bir eşarpla saçları güneş ışınlarından korumak gerekiyor.Bunun dışında koruyucu spreyler de kullanabilirsiniz.Bu ürünler güneşin zararlarından saçları koruyarak onarmaya da yardımcı olur.

   Çocuklar için kaç koruma faktörlü krem kullanılmalı?
Sağlıklı bir insan 15- 20 faktörün altında güneş kremi kullanmamalı.Çocuklar için de 30 faktörün altında olmamasında fayda var.Gölgede ve suda olsun çocukları mutlaka güneş ışınlarından korumak gerekir ve koruyucular sıksık tekrarlanmalıdır.

   Yüzerken yanmamak için ne yapmalıyım?
UV ışınlarının yaklaşık %80 i kadar büyük bir oranı,etetkisini suyun yarım metre derinliğine kadar yansıtabiliyor.Bu da demek oluyor ki yüzerken bile güneşin zararlı etkilerine maruz kalabiliyoruz.Bu nedenle koruyucumuzu yüzerken de sürmeli ve suya dayanıklı ürünler kullanmalısınız.Sudan çıktıktan sonra koruyucu kreminizi yenilemeyi unutmayın.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE ERKMEN'in ŞAPKA YOLCULUĞU

        Vehbi Koç Vakfı tarafından geçtiğimiz mayıs ayında açılan Arter,çağdaş sanatın nefes aldığı en önemli mekanlardan biri olma iddiasını 'İkici Sergi' adını verdiği yeni sergisiyle devam ettiriyor.Emre Baykal'ın küratörlüğünde hazırlanan sergi,30 'dan fazla eseri bir araya getiriyor.          İkinci sergi'nin izleyici tarafından ilgi gören bir diğer çalışması ise Ayşe Erkmen'in binanın girişine yerleştirdiği şapkalar.Bu şapkalrın birde hikayesi var.Erkmen, Arter'in bulunduğu binada 1914-1920 yılları arasında bir şapka dükkanı olduğunu öğrenir.Anneannesi Hermine hanım'ın 1920 yılından kalan şapkasını Hacopulos pasajındaki Katya kiracıya götürür. Katya Kiracı el yapımı şapkalar üretir.Ve bu şapkalardan hemen her renginden onlarcasını yeniden ürettirir.          Şapkalar sayesinde sayesinde sanatçı Erkmen binanın geçmişi ile kendi geçmişi arasında bir bağ kurmuş oluyor.Bu arada belirtelim sergiyi gezdiniz ve şapkalardan birini beğendiniz, 800TL.ödeye

OLUMLU DÜŞÜNCE ''Doğru İstersen Olur ''

Her Şey Enerjidir;  Enerjiden Başka Bir Şey Yoktur, Madde de Saf Enerjidir, Biz İnsanlar da Sadece Enerjiden Oluşuruz. Düşünceler, Duygular, Heyecanlar, Olaylar ve Durumlar da Enerjinin Değişik Biçimleridir…Bu çerçeve içinde Evren’e dileğimizi gerçekleştirmek için nasıl ifade etmeliyiz, doğru istemeyi nasıl öğrenmeliyiz…    Madde nelerden oluşur? Çok minik, atom denen parçacıklardan. Eşyalar, birbirinden, sadece hangi atomlardan oluştuklarıyla ve bunların nasıl sıralandığıyla ayrılırlar. Bu Dünya’daki bütün maddeler, sadece bu atomlardan oluşur. Atomlar, atomlarla birleşerek, büyük bileşenler oluşturur veya tekrar ayrılırlar.   Atomlar, daha küçük basit taneciklere ayrıştırılabilir; bunların en önemlileri protonlar, nötronlar ve elektronlardır. Bunu basite indirgeyerek şöyle hayal edebiliriz: Atom çekirdeğini oluşturan protonlarla nötronlar ile bunların etrafında daireler çizen elektronlar arasında çok boş yer vardır. Hayal etmesi zor ama gerçek: bir atomun çekirdeği, bir bez

2010-2011 Sonbahar-Kış Sezonunun en seksi deseni LEOPAR

           Leopar desenli kıyafetler ve aksesuarlar kendine güvenen kadının simgesi.Bir kaç sezondurmoda olan hayvan deseni modasıyla asla giymem diyen kadınlar bile leopar giymeye başladı.Bu sezon leopar giymeyen kalmayacak!            LEOPAR ;Moda dünyasında kendini sık sık gösteren  ve asla eskimeyen leopar deseni daha uzun yıllar gardropların en klasik ve en elegan deseni olacak gibi görünüyor.Leoparın cazibesini de yerini de başka hiç bir sey de bulamıyoruz.Ancak bu etkileyici deseni yanlış kullandığımızda veya yanlış kombinlediğimizde bir felakete yol açabiliriz.            Abartmayın;Leopar desenli bir kıyafet giyecekseniz dikkatli olun çünkü bu desen çok dikkat çekici olduğu için vücut kıvrımlarınızı tamamen ortaya çıkarır.Örneğin göğüsleriniz çok büyükse asla dekolteli leopar bluz giymeyin.Leopar deseni başlı başına çok dikkat çekici olduğu için dekoltenizi de ona göre ayarlayın.Dekoltenizin her zaman ölçülü olmasına dikkat edin.Baştan aşağıya leopar giyinmek cezbedici etkiy