Ana içeriğe atla

Farkındalık ; (an ) da KAL ... erteleme!!

Kendinizi, önemli işlerinizi sürekli ertelerken buluyorsanız, yalnız değilsiniz.
Türkçe’de tam bir karşılığı bulunmayan, ertelemek ve ya ağırdan almak olarak bilinen “procrastination” birçok kişinin yaşadığı bir süreçtir. Bu duruma kendinizi fazlasıyla kaptırmak, potansiyelinizi açığa çıkarmanıza ve başarıya ulaşmanıza engel olabilir.
Uplifers olarak, çoğu zaman yıkıcı sonuçlar veren “erteleme” davranışını engellemenize yardımcı olacak stratejileri bir araya getirdik.
Erteleme alışkanlığı nedir?
Erteleme alışkanlığı, basit bir tanımla, belli bir anda yapıyor olmanız gereken şeyi yapmak yerine; daha çok keyif aldığınız ya da size daha iyi hissettiren şeyler yaparak, asıl yapmanız gereken şeyi erteleme davranışıdır. Diğer bir tanımla, kısa süreli keyifleri, uzun vadeli işlere tercih etme durumudur.
Psikolog Profesör Clarry Lay’a göre, erteleme  yapılmak istenilen ve yapmak zorunda olunan davranışlar arasında zamansal farklılıklar olmasından kaynaklanıyor. Yani ertelemek, kişilerin bir işi yapmak istediği zamanla yaptıkları zaman arasında fark olması nedeniyle ortaya çıkıyor.
Erteleme davranışını yenmek
Erteleme davranışını kontrol altına alabilmek için, belirli adımları takip etmeniz gerekiyor. Bu adımlar kısaca; ertelemeye başladığınız anı fark etmek, davranışınızın nedenlerini anlamak ve zamanınızı yönetebilmek için aktif şekilde adım atmaktır.
Adım 1: Farkına varın.
Ertelemeye başladığınız anı fark edebilmek için, önemli olan kendinize karşı dürüst olmanız. Erteleme davranışının en çok görülen belirtileri;
Çalışmaya, öncelik sırasında sonlarda olanlar işlerden başlamak,
Harekete geçmek yerine yapmanız gerekenler üzerinde tekrar tekrar düşünmek,
İşinizin başına oturduğunuz an, yeniden tuvalete gitmek ya da kahve yapmak gibi ihtiyaçlarınızın doğması,
Önemli bile olsa, yapılacaklar listesinden uzun süre silmediğiniz işlerinizin olması,
Belirli işlerinizi yapmak için hep “doğru zaman”ı beklemek.
Önemli olmayan işlerinizi ertelemek ya da yapmanız gerekenleri geçerli bir sebep yüzünden ertelemek, bu davranışın tanımı içerisine girmez.”Erteleme davranışı”nın belirtilerinden biri, yapmak istemediğiniz şeyler için sürekli bahaneler üretmektir.
Clarry Lay’in erteleme davranışı hakkında 1986’da Journal of Research on Personality’de yayınlanan makalesine göre; bu davranış, başarı, enerji ya da özgüven hislerinden bağımsız olarak gerçekleşir. Diğer bir deyişle, yeteneklerinize güveniyor olmanız, enerjinizin yüksek olması ya da başarma azminiz, yapmanız gerekenleri yapmamanıza engel değildir.
Adım 2: Nedenlerini bulun.
İşlerinizi sürekli ertelemenizin nedeni, sizinle ya da yapmanız gereken işle bağlantılı olabilir. Ancak nedenin tam olarak hangisi olduğunu belirlemek, bu istenmeyen davranışı yenebilmek için doğru yöntemi seçmenize yardımcı olacaktır.
Yapmanız gereken iş size keyif vermiyorsa: Bu noktada, o işleri ertelemek yerine, işinizin eğlenceli kısımlarına odaklanmak ve size keyif vermeyen yönleriyle ilgili işleri bir an önce bitirmek çözüm olacaktır.
Programsız çalışmak: İşlerinizi sürekli ertelemenizin nedeni programsız çalışmaksa; organize olmak, öncelik sırasına göre hazırlanmış bir yapılacaklar listesi hazırlamak ve programınıza bağlı kalmak, daha kontrollü hareket etmenize yardımcı olarak sizi bu davranıştan kurtaracaktır.
Başarı korkusu: Başarısızlık korkusu kadar başarıdan korkmak da, ertelemenin nedeni olabilir. Sizi bunaltan işleri başarıyla tamamlamanın aynı tür işleri daha fazla yapmanıza neden olabileceği düşüncesi, yaptığınız işi ağırdan almanıza sebep olur.
Mükemmeliyetçilik: Şaşırtıcı olsa da, mükemmeliyetçilik, ertelemenin en sık rastlanan sebeplerindendir. Yapılacak iş için kendinizi yeterli görmemek ya da en iyi şekilde nasıl yapacağınıza karar verememek, erteleme yolunu seçmenize neden olabilir.
Kararsızlık: Ertelemenin önemli nedenlerinden bir diğeri de, kararsızlıktır. Neyi önce yapacağınızı seçememek, yanlış başlangıçlar yapma korkusuyla beraber, erteleme davranışına sürükler.
Adım 3: Strateji geliştirin.
Erteleme davranışı alışkanlığa dönüştüyse, bu alışkanlıktan kurtulmak zaman alabilir. Aşağıdaki öneriler, farklı sebeplerle ertelediğiniz işleriniz için motivasyonunuzu arttırmanıza yardımcı olacaktır;
Kendinizi ödüllendirin. Yapmanız gereken önemli bir işi tamamladığınızda, mola verin ve kendinizi ödüllendirin.
Yardım isteyin. Çevrenizden birini, sizi kontrol etmesi için görevlendirin. Kontrol hissinin üzerinizde yaratacağı baskı, sizi harekete geçirebilir.
Düşünün. İşinizi yapmadığınızda karşılaşabileceğiniz olumsuzlukları düşünmek, sizi motive edebilir.
Maliyetinizi hesaplayın. Eğer başkası için çalışıyorsanız; iyi bir çalışan olma isteği ve sorumluluk duygusu , işlerinizi bitirmeniz için gereken itici güç olabilir.
Ertelemenizin nedeni organize çalışmıyor olmanızsa, planlı olmanıza yardımcı olacak öneriler;
Yapılacaklar listesi oluşturun. Böylece önemli işlerinizi unutmazsınız.
Öncelik sıranızı belirleyin. Vaktinizi daha verimli kullanabilmek için, öncelik sıralamasında yukarıda olan maddelerden başlayın.
Zaman kısıtlaması olan hedefler koyun. Böylece işlerinizi ertelemek için  vaktiniz kalmaz.
Adım adım ilerleyin. İçinde bulunduğunuz anda, sadece o an yaptığınız işe odaklanın.
Yaptığınız işin sorumluluğu fazla geliyorsa ya da işten bunaldıysanız, geliştirmeniz gereken yaklaşım şu şekildedir;
Bölün. Projenizi, daha küçük ve gerçekleştirilebilir parçalara ayırın. Her parçayı o anki hedefiniz olarak belirleyin.
Küçük adımlarla başlayın. Her bir adımı tamamladıkça, bir sonraki için motivasyonunuz artacaktır.
Son olarak, erteleme yoluna başvurmanızın nedeni işinizi sıkıcı buluyor olmanızsa;
Gözünüzde büyütmeyin. Yapmanız gereken iş düşündüğünüz kadar sıkıcı olmayabilir. Karar vermeden önce, deneyimleyin.
Olumsuzlukları düşünün. Yapmadığınız işin yaratabileceği olumsuz sonuçları hayal edin.
Ödüllendirin. Keyif almadığınız bir işi tamamladığınızda, kendinizi ödüllendirmeyi ihmal etmeyin..

AN ' da kalın Ertelemeyin ...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AYŞE ERKMEN'in ŞAPKA YOLCULUĞU

        Vehbi Koç Vakfı tarafından geçtiğimiz mayıs ayında açılan Arter,çağdaş sanatın nefes aldığı en önemli mekanlardan biri olma iddiasını 'İkici Sergi' adını verdiği yeni sergisiyle devam ettiriyor.Emre Baykal'ın küratörlüğünde hazırlanan sergi,30 'dan fazla eseri bir araya getiriyor.          İkinci sergi'nin izleyici tarafından ilgi gören bir diğer çalışması ise Ayşe Erkmen'in binanın girişine yerleştirdiği şapkalar.Bu şapkalrın birde hikayesi var.Erkmen, Arter'in bulunduğu binada 1914-1920 yılları arasında bir şapka dükkanı olduğunu öğrenir.Anneannesi Hermine hanım'ın 1920 yılından kalan şapkasını Hacopulos pasajındaki Katya kiracıya götürür. Katya Kiracı el yapımı şapkalar üretir.Ve bu şapkalardan hemen her renginden onlarcasını yeniden ürettirir.          Şapkalar sayesinde sayesinde sanatçı Erkmen binanın geçmişi ile kendi geçmişi arasında bir bağ kurmuş oluyor.Bu arada belirtelim sergiyi gezdiniz ve şapkalardan birini beğendiniz, 800TL.ödeye

OLUMLU DÜŞÜNCE ''Doğru İstersen Olur ''

Her Şey Enerjidir;  Enerjiden Başka Bir Şey Yoktur, Madde de Saf Enerjidir, Biz İnsanlar da Sadece Enerjiden Oluşuruz. Düşünceler, Duygular, Heyecanlar, Olaylar ve Durumlar da Enerjinin Değişik Biçimleridir…Bu çerçeve içinde Evren’e dileğimizi gerçekleştirmek için nasıl ifade etmeliyiz, doğru istemeyi nasıl öğrenmeliyiz…    Madde nelerden oluşur? Çok minik, atom denen parçacıklardan. Eşyalar, birbirinden, sadece hangi atomlardan oluştuklarıyla ve bunların nasıl sıralandığıyla ayrılırlar. Bu Dünya’daki bütün maddeler, sadece bu atomlardan oluşur. Atomlar, atomlarla birleşerek, büyük bileşenler oluşturur veya tekrar ayrılırlar.   Atomlar, daha küçük basit taneciklere ayrıştırılabilir; bunların en önemlileri protonlar, nötronlar ve elektronlardır. Bunu basite indirgeyerek şöyle hayal edebiliriz: Atom çekirdeğini oluşturan protonlarla nötronlar ile bunların etrafında daireler çizen elektronlar arasında çok boş yer vardır. Hayal etmesi zor ama gerçek: bir atomun çekirdeği, bir bez

2010-2011 Sonbahar-Kış Sezonunun en seksi deseni LEOPAR

           Leopar desenli kıyafetler ve aksesuarlar kendine güvenen kadının simgesi.Bir kaç sezondurmoda olan hayvan deseni modasıyla asla giymem diyen kadınlar bile leopar giymeye başladı.Bu sezon leopar giymeyen kalmayacak!            LEOPAR ;Moda dünyasında kendini sık sık gösteren  ve asla eskimeyen leopar deseni daha uzun yıllar gardropların en klasik ve en elegan deseni olacak gibi görünüyor.Leoparın cazibesini de yerini de başka hiç bir sey de bulamıyoruz.Ancak bu etkileyici deseni yanlış kullandığımızda veya yanlış kombinlediğimizde bir felakete yol açabiliriz.            Abartmayın;Leopar desenli bir kıyafet giyecekseniz dikkatli olun çünkü bu desen çok dikkat çekici olduğu için vücut kıvrımlarınızı tamamen ortaya çıkarır.Örneğin göğüsleriniz çok büyükse asla dekolteli leopar bluz giymeyin.Leopar deseni başlı başına çok dikkat çekici olduğu için dekoltenizi de ona göre ayarlayın.Dekoltenizin her zaman ölçülü olmasına dikkat edin.Baştan aşağıya leopar giyinmek cezbedici etkiy